Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel’in “mazot” hesabını eleştirdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

AK Parti Grup Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Özgür Özel’in yaptığı mazot hesabını da eleştirdi.

Motorin ve benzine gelen zamlar sonrası dün grup toplantısında konuşan Özel, “Ben hep 50 liralık mazot alıyorum” diyenlere seslenerek “Al sana 50 liralık mazot.” dedi.

Özel bu anlarda kürsünün altında çıkardığı bir litrelik mazotu da göstermeyi ihmal etmedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda konuşarak, yeniden bir mazot hesabı yaptı ve şöyle dedi:

“ÇIKMIŞ MAZOT ŞİŞESİ ÜZERİNDEN HESAPLAR YAPIYOR”

Dün Sayın Özel çıkmış, mazot şişesi üzerinden çeşitli hesaplar yapıyor. Doğrusu ben petrol istasyonu yönettiğini bilmiyordum, eczacı olduğunu biliyordum. Aslında selefi hesap uzmanı olması dolayısıyla bu konularda biraz daha maharetliydi. Hoş, onun da sesi soluğu artık çıkmaz oldu. Ancak Sayın Özel’in temel matematik bilgisinin tıpkı siyasetçiliği gibi pek iç açıcı olmadığı anlaşılıyor.

Madem hesap makinası yerine mazot bidonuyla gezmeye başladı, biz de buradan Sayın Özel’e kısa bir mazot hesabı yapalım. Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, göreve geldiğimizde asgari ücret 184 liraydı. Bununla sadece 170 litre mazot alınabiliyordu. Yani asgari ücretle çalışan bir kardeşimiz şayet bir arabası varsa bir aylık geliriyle deposunu dört kez fulleyebiliyordu.

Biz bunu 2015 yılında 290 litreye çıkardık. Bugün ise asgari ücretle tam 445 litre mazot alınabiliyor. Asgari ücret alan bir vatandaşımız arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor. Aynı oranlar dolar bazında yapılacak karşılaştırmada da geçerlidir.

“BAŞARILI BİR EKONOMİ PROGRAMI UYGULUYORUZ”

Her alanda olduğu gibi asgari ücretin alım gücünde de 2002’ye kıyasla ciddi bir iyileşme söz konusu. Ama bu, her şey güllük gülistanlık demek elbette değildir. Hayat pahalılığı kaynaklı her türlü sıkıntının farkındayız. Buna çözüm bulmak için başarılı bir ekonomik program uyguluyoruz.Enflasyonla mücadelede mevzi kazandıkça inşallah 86 milyonun tamamının refahını, alım gücünü ve hayat standardını daha da yükselteceğiz.

İLGİLİ HABERÖzgür Özel, mazot hesabı yaptı: Al sana 50 liralık mazot

“GAZZE’DEKİ SOYKIRIM NEDENİYLE BURUK BİR BAYRAMI GERİDE BIRAKTIK”

Sözlerimin hemen başında Meclis Başkanlığı görevine ittifak ortaklarımızın da desteğiyle ikinci kez seçilen yol ve dava arkadaşımız Numan Kurtulmuş beyi tebrik ediyorum. Meclis Başkanlık Divanı’nda, komisyonlarda ve grup yönetiminde yeni görev alan veya görevlerine devam eden milletvekillerimizi içtenlikle kutluyor, her birine Rabbimden kolaylıklar ve başarılar temenni ediyor, görevi devreden arkadaşlarımıza hizmetlerinden ötürü teşekkür ediyorum.

İslam dünyası olarak ortak bir hissiyatta buluştuğumuz bir mübarek bayramı daha hamdolsun geride bıraktık. Gazze’de 620 gündür yaşanan soykırım ve katliamlar sebebiyle yine buruk geçirdiğimiz Kurban Bayramınızı da bu vesileyle tekrar tebrik ediyorum.

Cenabı Allah’tan bizleri, özellikle de Filistinli kardeşlerimizi gönül huzuruyla karşılayıp uğurlayacağımız bayramlara kavuşturmasını niyaz ediyorum. Milletvekillerimizden ve kabine üyelerimizden Hac farizasını yerine getiren arkadaşlarımızın ibadetlerinin makbul ve mebrur olmasını diliyorum.

“AK PARTİ TEŞKİLATLARI BAYRAMDA DA SAHADAYDI”

Malumunuz, bayram günleri insanımızın dostluğu, kardeşliği, milli ve manevi değerleri en güçlü biçimde yaşadığı ve yaşattığı günlerdir. Bayramlar ayrıca yardımlaşma ve paylaşma duygularının yanı sıra milletçe birlik ve beraberliğimizin de perçinlendiği müstesna zaman dilimleridir. Şunu evvelemirde büyük bir memnuniyetle ifade etmek durumundayım.

AK Parti teşkilatlarımız ve belediyelerimiz maşallah her bayramda olduğu gibi Kurban Bayramı’nda da yine tam kadro sahadaydı. Milyonlarca üyemizle bayramlaşma programları ve ziyaretlerle kardeşlik atmosferini güçlendirirken sevgi, merhamet ve hoşgörünün kalplerde çoğalmasını sağladık.

Belediyelerimiz de ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalarak, yetimlerin, öksüzlerin, gariplerin elinden tutarak kardeşlik görevimizi ifa ettik. Kahraman şehitlerimizin emanetlerini ve gazilerimizi bu bayramda da ihmal etmedik.

Kırgınlıkların giderilmesi, dayanışmanın güçlenmesi, 783 bin kilometrekarelik vatan topraklarının her karışında bayramın manasına uygun şekilde idrak edilmesi için canla başla çalışan tüm teşkilat mensuplarımıza bu kürsüden şükranlarımı iletiyor, Rabbim eksikliğinizi bu millete hissettirmesin diye dua ediyorum.

CHP’YE ELEŞTİRİ

Tabii burada samimi bir üzüntümü de sizlerle paylaşmak istiyorum. 86 milyonun siyasi farklılıklarını, anlaşmazlıklarını ve küskünlüklerini bir yana bırakıp muhabbetle kucaklaştığı ve helalleştiği bayram günlerinde Türkiye’nin ana muhalefet partisinin kendisini milletten ayrıştırması, bu mübarek günlerin ruhuna uygun olmayan bir davranıştır.

İstanbul’a çöreklenmiş bir avuç haraminin güdümünde bir türlü buradan çıkamayan ana muhalefetin durumu, bakınız esefle söylüyorum, demokrasimize de Türk siyasetine de asla yakışmamaktadır. Şayet bir düşman hukukundan bahsedilecekse asıl düşman hukuku budur. Bayramlarda dahi gerilimi, kavgayı, kutuplaşmayı körüklemeyi vahim bir hata olarak görüyoruz. Şunun bir defa iyi anlaşılması gerekiyor; toplumdan ayrışarak siyaset yapılmaz. Yapılsa dahi bu siyaset tarzından ülkeye ve millete hiçbir hayır gelmez.

Ana muhalefet partisi yönetimi, uyarı levhalarına dikkat edip kendilerine çeki düzen vermek yerine maalesef içine sürüklendikleri anaforda daha fazla dibe batıyor. Arpalığa çevirdikleri belediyelerin kaynaklarıyla semirenler, ana muhalefeti yolsuzluklarına canlı kalkan yaparak Türk siyasetini de enfekte ediyor. Türkiye’nin kronikleşmiş muhalefet açığı giderek derinleşiyor. Siyasi rakibimiz de olsa biz bu tabloyu doğru bulmuyoruz. Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlışta ısrar etmekten bir an önce vazgeçip etkin pişmanlıktan faydalanması gerektiğine inanıyoruz.

“BÖYLE BİR SİYASİ PARTİ OLUR MU?”

Karşımızdaki manzara tam olarak şöyledir: Biri çıkıp diğerine “Çaldın” diyor, diğeri “Sen daha büyük çaldın” diyor. Yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncağı olmuş tetikçilere kasetler el altından servis ediliyor.

Şaibe iddialarına bizzat kendi arkadaşları tarafından her gün yenileri ekleniyor. Daha 2 yıl öncesine kadar yere göğe sığdıramadıkları cumhurbaşkanı adaylarına en ağır hakaretler ve tehditler savruluyor.

Ya Allah aşkına, böyle bir siyasi parti olur mu? Türkiye’nin ana muhalefet partisini mi yoksa entrikalarla ve ihanetlerle dolu bir pembe dizi mi seyrediyoruz, inanın biz de karıştırır olduk. O kadar acınası bir durumdalar ki şecaat arz ederken sirkatlerini itiraf etmeye başladılar.

“NE YAPACAĞINI BİLMEYEN ÖZEL”DİR”

Üretim ekonomimizin lokomotifi olan sanayici, yatırımcı ve ihracatçılarımızı çeşitli teşvik paketleriyle destekliyoruz. Merkez Bankamız, asgari 1 milyar Türk lirası tutarındaki orta yüksek ve yüksek teknolojili yatırımlara 2 yıl ana para ödemesiz, azami 10 yıl vade ve azami 10 milyar Türk Lirası tutarında yatırım taahhütlü avans kredisi kullandırıyor. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Program büyüklüğünü, burası çok önemli, 300 milyar liradan yüzde 70 artışla toplam 500 milyar liraya çıkartıyoruz. Cari açığın kapanmasına ve fiyat istikrarına katkı sunan yatırımlara inşallah daha güçlü destek olacağız. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.

Biz hükümet olarak her alanda olduğu gibi ekonomide de ne yaptığımızı ve nasıl netice alacağımızı gayet iyi biliyoruz. Burada dingil kırmış kamyon şoförü misali ne yapacağını bilemeyen yalnızca CHP Genel Başkanı Sayın Özel’dir. Sayın Özel’e tavsiyem; kendini fazla yormasın, çok fazla hırpalamasın. Dış politika ve ekonomi gibi acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine çok iyi bildiği meselelerden bahsetsin.

Mesela, toplanmayan çöplerden, yanan otobüslerden, çalışmayan merdivenlerden, ödenmeyen Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarından bahsetsin. Mesela, kapı dışarı edilen işçilerden, hısım akraba çiftliğine çevirdikleri için iflasın eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin. Mesela, şişirilmiş konser faturalarıyla soyulan beytülmaldan bahsetsin. Şayet yüreği yetiyorsa çıksın İstanbul’un yağmalanan kaynaklarından bahsetsin. Alınan rüşvetlerden, kesilen haraçlardan bahsetsin. Milletten topladıkları paralarla besledikleri trol ordularından bahsetsin.

“BANT ÇEKMEYE ÇALIŞARAK NEYİ SAKLAMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ”

Yıllarca şeffaflık diyerek mangalda kül bırakmazken kameralara bant çekerek neyi saklamaya çalıştıklarından bahsetsin. Değilse yaptığı her konuşma gündemi saptırmaktan ibaret kalacaktır. Sayın Özel’in patronaj ilişkisinden kendisini ve partisini kurtarmasını ve en kısa zamanda Türkiye’nin gerçek meselelerine geri dönmesini ümit ediyoruz.

Bunu yapması hem kendi ruh sağlığı için hem partisi için hem de CHP’ye oy veren milyonlarca vatandaşımız için fevkalade yararlı olacaktır. Çünkü kendi problemlerini çözemeyenlerin Türkiye’nin sorunlarına çözüm bulmaları da mümkün değildir. Ülkenin ve dünyanın sıcak gündeminden kopan bir parti, dış politika ve güvenlik başta olmak üzere milli konularda inisiyatif alamaz.

“TÜM PARTİLER YÜKSEK SORUMLULUK BİLİNCİYLE HAREKET ETMELİ”

Türkiye tüm enerjisini ve kapasitesini bekasına yönelik meselelere ayırması gereken çok hassas bir dönemden geçiyor. Stratejik önemi bugün daha iyi anlaşılan terörsüz Türkiye sürecimizin hedefine suhuletle ulaşması için uzlaşıya, iş birliğine, birlikte çalışma ruhunun geliştirilmesine ihtiyacımız var. Milletin sorumluluğunu taşıyan insanlar olarak hep beraber, özellikle yüce Meclis çatısı altında ortak bir irade ortaya koymamız lazım.

CHP dahil, grubu bulunan tüm partilerin bu dönemde yüksek bir hassasiyet ve sorumluluk bilinciyle hareket etmelerini bekliyoruz. Hangi görüşte olursa olsun, milletimizin siyaset kurumundan talebinin de bu yönde tecelli ettiğini müşahede ediyoruz. Milletimiz siyasetçilerden şahsi ikbal kavgası vermelerini değil, sorunlarıyla hemhal olmasını istiyor.

Ana Muhalefet Partisi başta olmak üzere herkesi bu noktada sağduyulu davranmaya davet ediyorum. Meseleye bu zaviyeden bakan bütün siyasi aktörlere de şimdiden milletin kürsüsünden teşekkür ediyorum.

“İSRAİL’İN SALDIRILARI BARBARCA BİR BOYUT KAZANDI”

İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü işgal ve katliam politikaları 7 Ekim 2023 sonrasında farklı bir boyuta geçerek toplu kıyıma, toplu cezalandırmaya, en sonunda da soykırıma dönüştü. 620 gündür artarak devam eden vahşette çoğu çocuk ve kadın 55 binden fazla Gazzeli masum hayatını kaybetti. 128 binden fazla kardeşimiz yaralandı.

İsrail’in saldırıları şu anda çok daha vahim, çok daha barbarca bir boyut kazanmış durumda. Yüzde 80’i enkaz halinde olan Gazze’de hayata tutunmaya çalışan 2 milyon masum sivil tamamen açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa mahkum edildi. Bu yetmezmiş gibi İsrail, yardım dağıtım noktalarına yığılan mazlumların üzerine mermi yağdırıyor, bomba yağdırıyor.

Her gün açlıktan kıvranan yüzlerce insanı vurarak alçakça katlediyor. Çok açık söylüyorum; İkinci Dünya Savaşı’nın en dehşetli fotoğrafları, videoları bugün Gazze’den gelen görüntüler yanında inanın çok ama çok masum kalıyor.

Avrupa’daki o Holokost sürecinde Gazze’deki kadar dehşetli, Gazze’deki kadar acı, insanlık dışı, vicdan dışı, Gazze’dekine benzer görüntüler oluşmamıştır. Netanyahu soykırım suçunda zalim Hitler’i çoktan geride bırakmıştır. Umarız akıbetleri aynı olmaz. İnşallah er ya da geç uluslararası bağımsız bir yargının önüne çıkar, bütün yaptıklarıyla yüzleşir ve işlediği cinayetlerin, katliamların hesabını ahirete kalmadan bu dünyada verir.

“İSRAİL TERÖR EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR”

İsrail bir yandan Gazze’de soykırım suçu işlerken diğer yandan Lübnan’a saldırdı, Suriye’ye saldırdı, Yemen’e saldırdı, buralarda sivilleri katletti. Batı Şeria’da her gün sivil yerleşim yerlerine saldırıyor, oralarda masumları öldürüyor, oraları adım adım işgal ediyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail, İran’daki bazı hedeflere saldırarak, İran içinde suikastlar düzenleyerek haydutluk sahasını biraz daha genişletti.

Şunu en başta söylemek mecburiyetindeyim; İran’ın İsrail’in bu haydutluğu karşısında, bu devlet terörü karşısında kendisini savunması son derece doğal, meşru, hukuki bir haktır.

İran, hukuk tanımayan, kural tanımayan, ilkesi olmayan, şımarık, şımartılmış, gözü dönmüş bir ülke tarafından çok açık bir şekilde saldırıya uğramıştır. Üstelik bu saldırılar İran’ın nükleer müzakereleri devam ederken düzenlenmiştir. Kendisi nükleer silahlara sahip olan, üstelik nükleer çalışmalarında hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail, müzakerelerin bitmesini beklemeden, sonucu beklemeden tam olarak terör eylemi gerçekleştirmiştir.

Bütün dünyanın, bütün insanlığın gözleri önünde yapılan bu saldırganlık karşısında ne yazık ki başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kurumlar ve devletler sessiz kalmakta, hatta bazıları maalesef bu haydutluğa alenen destek vermektedir. Gazze’de tam 625 gündür insanlığın utancı olan bir tablo yaşanırken sükut edenler, şimdi ateş hızla tüm bölgemize yayılırken yine derin bir sessizliğe bürünmüşlerdir.

“KAN LEKESİ ELLERİNDEN TEMİZLENMEYECEK”

Tekrar söylüyorum; bu saldırganlık, bu kural tanımazlık, bu devlet terörü ve haydutluk karşısında sessiz kalmak olan bitene özellikle rıza göstermektir. İsrail’in bu şımarıklığına destek verenler kadar sessiz kalanların da eline, alnına katledilen sivillerin, öldürülen bebeklerin, çocukların kanı sıçramıştır ve o kan lekesi o ellerden, o alınlardan asla temizlenmeyecektir.

Adile TopçuAdile Topçu
Editor

Haber Kaynak : ENSONHABER.COM

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
batum escortstbilisi escortbatum escortbayan escortბათუმის ესკორტიtbilisi escortsescort batumHoliganbetRize escorttrabzon Escort