Hayat sanal yalan gerçek
MÜJDE IŞIL- Yapay zekâ, yaratıcı iş yapan herkesin mesafeli baktığı bir ‘gerçek’. Sinemada kullanımını işgalci olarak gören de var mükemmelleştirici olarak da… İki sene önce Hollywood’da greve giden senaristler, yapay zekânın işlerini ellerinden almaması için korunma talep etti. Çünkü doğrudan itiraf edilmese de bazı filmlerin ‘kupkuru’ senaryolarının yapay zekâya yazdırıldığı kulaktan kulağa yayılıyor. Bu sene Oscar için yarışan “The Brutalist” ve “Emilia Pérez”de sesi doğallaştırmak için yapay zekâ kullanıldı. “Here/Burada” filminde ise Tom Hanks ve Robin Wright’ın yapay zekâ teknolojisi sayesinde 30 yıl önceki genç görünümleri perdeye geldi.
Haberin Devamı
Sinema yazarlığından tanıdığımız Alkan Avcıoğlu’nun yönettiği ve senaryosunu Gizem Avcıoğlu ile birlikte yazdığı “Post Truth/Gerçek Ötesi”nde yapay zekâ, sinema için bir tehdit olarak değil, tam tersine sanal dünyanın sahteleşmiş gerçeklerini anlatma aracı olarak kullanılıyor. Tamamı yapay zekâ ile üretilen ilk uzun metrajlı belgesel film “Gerçek Ötesi”. Yapım süreci yaklaşık iki sene sürmüş. Avcıoğlu çifti senaryoyu yazdıktan sonra yapay zekâ ile sahne sahne görüntüleri oluşturmuş, tıpkı bir animasyon yapar gibi. Görüntülerin yanı sıra ses tasarımı, müzik ve anlatıcı da tamamen yapay zekâyla üretilmiş.
Teknolojinin esiriyiz
“Gerçek Ötesi” dijitalleşme çağının sahteliğine odaklanıyor. Tek bir gerçek yok artık; zaten gerçek diye bir şey de yok ortada. Belgesel, bugün tam bir bilim kurgunun içinde yaşadığımızı; zihinlerimizin ve duygularımızın teknoloji tarafından ele geçirildiğini vurguluyor. Özellikle sosyal medyanın insanı manipüle edilebilir bir ürüne dönüştürmesi, hayatı da devasa bir sanal çöplüğe evriltiyor. Herkes manipüle edildiğinin, her şeyin sahte olabileceğinin farkında ama kimse bundan kendini kurtarmak istemiyor; teknolojiye gönüllü teslimiyet içinde. Çünkü gerçeğin değil; paylaşacakları bir hikâyenin peşindeler. Her gönderinin, Orson Welles’in “Dünyalar Savaşı” etkisi yapması doğal karşılanıyor.
Haberin Devamı
Avcıoğlu çiftinin senaryosu, sahnelenmiş gerçeklik ve sanal yaşamlar üzerine kafa yoranların çoğunlukla hakim olduğu bilgileri, motto cümlerle anlatıyor. İşin yapay zekâ kısmı ise özellikle görsel açıdan çarpıcı sonuçlar getiriyor perdeye. Senaryoyu görüntüye dönüştürmek konusunda başarılı sonuçlar alınmış filmde. Özellikle finali çok etkileyici.
Şunu da gözden kaçırmayalım: İnsani duyarlılıkla insanlığı ikaz etmek için yapılmış bir belgesel bu. Yapay zekâ, teknik anlamda yardımcı sadece. İnsan yaratıcılığının ve bilincinin hâlâ mükemmel bir rakibi yok. En azından sinemada…
Vermem sizi ellere
Alexandre Aja imzalı “Never Let Go/Asla Bırakma” bu haftanın eli yüzü düzgün korku/gerilim filmi. İki küçük oğlunu şeytandan korumak için ormanın ortasındaki kulübede izole bir hayat yaşayan bir anneyi anlatıyor film. KC Coughlin ve Ryan Grassby’nin senaryosunu yazdığı yapım bir yandan güçlü bir fikirden yola çıkarken bir yandan da türün klişelerini kullanıyor. Alıştığımız Aja çarpıcılığından ziyade ilk dönem Night Shyamalan filmlerini anımsatıyor daha çok. Korumacılık ve aşırıcılık üzerine alegori olarak görmek de mümkün filmi. Anne rolündeki Halle Berry ile çocuklarını canlandıran Percy Daggs ile Anthony B. Jenkins hatırda kalıcı performanslar sergiliyor.
Haber Kaynak : MILLIYET.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
